26 Haziran 2020 Cuma

TOMBİT VE MACERALARI - PARÇA 3



KARAKIYMIK AİLESİ

      “Tombiiit! Uyan! Tombit kalkmalısın, çok geç oldu. Hadi okula geç kalacaksın yavrum. “
      Tombit, korkuyla ve afallamış bakışlarla açtı gözünü bir anda.
      “N..Ne..Neler oluyor? Nerdeyim ben?” diye söylendi. Bir yandan gözlerini ovuşturuyor, bir yandan da etrafına ve kendisini uyandıran sese bakıyordu.
    “Biz uzaydan gelen devlerin elçileriyiiiizzz...Seni yakmaya geldiiiikkk...bööö..” diye alaya aldı başka bir ses. Bir de üstüne keyiflice kıkırdıyordu.
     “İyice kafayı yedi bizim hayalperest uyuşuk he. Hadi bakalım, kahvaltıya gelin artık, işe gideceğim ben de yahu!” dedi odanın dışından bir ses.
     “Tamam babacığım. Geliyoruz hemen. Annem, salak abimi uyandırmaya çalışıyor işte.” dedi tiz ses.
     “ŞŞşşt. O nasıl bir laf bakıyım. Hemen özür dile abinden, çabuk! “ dedi anneleri kızmış bir şekilde.
     Tombit ise şöyle bir yatağında doğruldu. Terlemişti. Kendisini çok yorgun hissediyordu. Etrafına göz gezdirmeye devam etti. Kendine yavaş yavaş gelmeye başladı. Başı çok ağrıyordu. Ne olmuştu tam hatırlamıyordu.
         Annesi odada bir o yana bir bu yana dolanıp duruyor, dağınık eşyaları toparlamaya çalışıyordu. Peçeteden yapılma perdelerini açtı ve odaya sıcak bir bahar güneşi ışığının girmesini sağladı.
        Kız kardeşi de yan taraftaki masasında kendi kitaplarını ve okul malzemelerini hazırlıyordu. Aynadan da sırıtarak, abisine ağzını büzerek, “Ah, doğruları söylediğim için çok çok özür dilerim, saygıdeğer bilim kibriti Tombit efendim.” dedi.
       “Özrünü kabul etmiyorum süslü laçka!” diye karşılık verdi Tombit.
       “ Abinden doğru dürüst özür diler misin, Çıtır.” diye ikazda bulundu anneleri.
      “Aman tamam ya...Özür dilerim.” dedi Çıtır gönülsüzce. “Neden hep ben özür diliyorum?” diye de ekledi.
      Anneleri, Çıtır’ ın yanına geldi elini omzuna koyarak şefkatle gülümsedi ve eğildi. “Benim güzel yavrum. Siz her daim birbirinize sımsıkı bağlı olan sarmaşıklar gibi olmalısınız. Sen ona, o da sana ihtiyaç duyarsınız. Gün geçtikçe de sevginizi ve bağınızı keşfedeceksiniz. O senin tek ve biricik abin. Siz aynı parçadan dünyaya geldiniz. Bir gün beni daha iyi anlarsın. Ve asla unutma ki özür dilemek bir erdemdir. Sadece en güçlüler özür dileyecek kadar gururunu yenmeyi başarır.”
       “Sanırım haklısın anneciğim..Her şeye rağmen özür dilemeliyim. Senden de özür dilerim...” dedi küçük kibrit.
      “Teşekkür ederim anne” dedi Tombit de araya girerek. Aniden annesine de sarıldı. Gülümsüyordu ve mutlu hissediyordu. Annesi ne zaman konuşsa içi gül bahçesinin kokusuyla dolar taşardı sanki.
      “Hadisenize yahu, talaşları karıncalar kaçırmadan gelin şu kahvaltıya.” bağırtısıyla birbirlerine bakışıp kıkırdadılar.
       “Hadi bakalım babanız daha fazla huysuzlanmadan gidelim mutfağa.” dedi anneleri.
      Çıtır, üstünü başını toparlayıp, kıyafetlerini giyinip çantasını da yanına alarak mutfağa koştu.
     Tombit ise biraz halsiz ve keyifsizdi her şeye rağmen. Annesi, okul üniformalarını yatağının yanına hazırlayıp kapıya yöneldi. Tam çıkacakken, “İyisin değil mi yavrum?” diye sordu.
      “Evet, iyiyim anne. Sadece biraz halsizim. Kötü bir rüya gördüm sanırım. Tam hatırlayamıyorum ama korkmuştum galiba.”
      “Oyy benim küçük kibritim. Kötü bir rüyanın en güzel çaresi, yüzünü güzelce yıkayıp şöyle ailecek bir kahvaltı yapmaktır. Hadi bakalım gel sen de hemen.”
      Annesine gülümseyerek, “Tamam anne, hemen hazırlanıp geliyorum.” dedi Tombit keyifsizliğinin devam etmediğini göstermeye çabalayarak.
       Lavaboya gitti. Yapraktan yapılma bir evyenin içindeki su damlası ile yüzünü gözünü güzelce yıkadı. Aynaya bakarak rüyasını tam olarak hatırlamaya çalıştı. Bir türlü aklına düşmüyordu. Korktuğunu, kızdığını, çaresiz hissettiğini hatırlıyordu. Bilinçaltında yatan korkular mı ziyarete gelmişti? Hoş ya, daha evvel neyden çok korktuğunu hiç düşünmemişti. Aynadan kendi gözlerine uzun uzun baktı. “Ne kadar da zayıf bir hafızam var böyle...Keşke vücudumla orantılı bir aklım olsaymış, off…Neyden korktuğumu bile hatırlayamıyorum.” diye içinden geçirdi. Derken yalnızlığını babasının dalga geçerek seslenmesi bozdu.
        “Nerde kaldın be uyuşuk çocuk? “
        “Geliyorum babaaaa.”
          Kendisine sürekli böyle hitap ederdi babası. Hiç hoşuna gitmiyordu bu durum. Kardeşine karşı kendisini kötü gösterip ezik gibi hissetmesine neden oluyordu babasının böyle lafları. Saygısından dolayı karşılık da veremezdi ve bir şey söyleyemezdi babasına. Ama sinirleri bozulurdu. Keşke derdimi anlatacak kadar özgüvenli olabilsem diye de çok düşünürdü. Ama çoğu zaman da kafasına takmadan yoluna devam etmeyi yeğlerdi. Sofraya da pek gidesi yoktu. Muhtemelen babası, bu lafların devamını getirecekti. Her zaman olduğu gibi…Ama aile olarak kalmak ve mutlu olmak istiyordu Tombit. Katlanabildiğim kadar katlanmalıyım diye düşünüyordu. Çünkü annesinin hatrına her şeyi yapardı. Onu, arkadaşları dışında bir tek annesi anlıyormuş gibi gözüküyordu.
        Gene aldırmadan, sakince koridordan yürüyerek mutfağa yöneldi. Mis gibi kokular geliyordu mutfaktan. “İşte bu yaaa…” diyerek içine çekti kızartma kokusunu.
        “Gel bakalım yakışıklı Tombit’m. Sen seversin diye sana talaş kızartma yaptım bak.” dedi annesi. Hazırladığı kahvaltı tabağını masaya koydu ve Tombit’in başını okşayıp öptü.
        “Çok teşekkür ederim anne, ellerine sağlık. Kokusu beni benden aldı yahu.” dedi Tombit minnettar bakışlarla.
         “Afiyet olsun oğluşum, ye güzelce bakalım.”dedi annesi. Gülümsemesi birden hafif bir kızgınlığa dönüştü. “Pşşt! Çıtır! Babanın tabağına satma yemen gerekenleri bakiyim. O tabak bitecek, bitmeden kalkmak yok sofradan.”
         “Hemen de nerden gördün be hanım?” dedi gülümseyerek babaları. “Kızımız uyanık baksana. Tabağını abisinden önce bitirecek. En azından uyuşuk davranmıyor. Ayakta uyumayacaksın işte böyle, aferim kızım benim. Karakıymık ailesine yaraşır şekilde akıllı ve güçlü olacaksın.”
         Tombit, derin bir nefes çekip bakışlarını tabağından ayırmamayı tercih etti ve sustu. Her zaman olduğu gibi…
                                                                                        
                                                                                        >>> DEVAM EDECEK >>>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Fikirleriniz ve yorumlarınız için çok teşekkür eder, arayı soğutmamayı dilerim :)