İNSAN DENEN...
Al işte, unuttum adını.
Mevsimlerden sonbahar,
Günlerden Cuma olduğunu...
Üzerinde siyah bir mont,
Başında siyah bere giydiğini...
Unuttum en sevdiğin çiçek olan Papatyaları.
Hatırıma gelmez artık,
Sade kahve sevdiğin...
Öyle uzun uzun dinleyemem de artık kendimi.
Düşüncelerim köhneleşmiş,
Zaman, geçmiş üzerime toprak atmış,
Zaman mefhumu ile namazı karıştırmışım.
Mahallede oynayan çocuklara soruyorum,
Saatin kaç olduğunu...
Virane sokaklarda keşlere bira ısmarlıyorum.
Arka mahallede sarhoşları dinliyorum artık.
Her biri parçalanmış birer hikaye...
Yarısı yalan,
Yarısı hata...
Hata değil günah...
Kimisi yakamozlara söver,
Kimisi kayıp giden gençliğini avutur,
Her bir yudumda...
Ama illa saçma bir sebep ağlatır.
Ahu Gözlü, dilber dudaklı,
Sırma saçlı, geniş kalçalı hurilerden bahsederler...
Hayaldir hep,
Umutlarından önce söyledikleri.
Sebep yok,
Hepsi sokakta yaşlanmış.
Gece vardiyasında bulaşmış masumiyet, çocukluklarına.
Her biri masal anlatır;
Kimisi Gül, Kimisi Ayşe, Kimisi Fatma...
Ama hepsinin baş kahramanları kendileridir.
Şimdi bildikleri bir hikaye daha var;
Sonu pek belli değil de...
Kestiriyorlar artık az çok sonucu.
Kız gelinlik ile,
Erkek hisleriyle gömülmekte...
Zavallı bir insan;
İnsan Denen Mahlûkat...
GÖKHAN DEVECİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fikirleriniz ve yorumlarınız için çok teşekkür eder, arayı soğutmamayı dilerim :)